Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84
Araç Alım Satımında Anlaşmazlık: Hangi Mahkeme Görevli? Yargı Kararları Işığında Bir İnceleme
04.11.2025 / Ersan Şen Hukuk ve Danışmanlık Özel Hukuk Departmanı
1. Giriş
Araç alım satım işlemleri, ayıplı mal, ödeme sorunları veya sözleşme hükümlerine aykırılık gibi çeşitli hukuki anlaşmazlıklara yol açabilmektedir. Böyle bir durumda hak arama sürecinin en kritik ilk adımı, davayı doğru mahkemede açmaktır. Görevli mahkemenin doğru tespit edilmesi, davanın usulden reddedilmesini önleyerek zaman ve hak kaybının önüne geçer.
Görevli mahkemenin hangisi olduğu ise alıcı ve satıcının kimliğine (tüketici, tacir vb.) ve aralarındaki hukuki işlemin niteliğine göre esastan değişiklik gösterir.
2. Alıcının “Tüketici” Sıfatı
Araç alım satımından kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin belirlenmesindeki ana kural, işlemin bir “tüketici işlemi” olup olmadığıdır. Eğer alıcı, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla, yani kişisel ihtiyaçları için hareket eden bir “tüketici” ise ve satıcı da bu satışı ticari veya mesleki amaçlarla (örneğin bir oto galerisi olarak) yapıyorsa, bu işlemden doğan davalarda görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Buradaki temel mantık, profesyonel bir satıcı karşısında alıcının hukuken daha zayıf konumda olduğu ve özel bir korumaya ihtiyaç duyduğu varsayımıdır.
Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları, bir alıcının "tüketici" sıfatıyla hareket edip etmediğini belirlerken somut olayın özelliklerine göre çeşitli kriterler geliştirmiştir. Bu kriterlerden bazıları şunlardır:
• Aracı aldıktan kısa süre sonra satmak: Bir kişinin aracı satın aldıktan kısa bir süre sonra satmış olması, tek başına o kişinin aracı alırken tüketici sıfatıyla hareket etmediği anlamına gelmez.
• Aracı kâr amacıyla satmak: Alıcının aracı, alış fiyatının üzerinde bir bedelle başka birine satması da kişinin tüketici sıfatını otomatik olarak ortadan kaldırmaz.
• Birden fazla araç almak: Buna karşın, tek seferde birden fazla araç alan bir kişinin, somut olayın koşullarına göre ticari amaçla hareket ettiği kabul edilebilir ve bu durumda tüketici olarak nitelendirilmeyebilir.
Görevli mahkemenin belirlenmesinde, satılan aracın sıfır veya ikinci el olmasının hiçbir önemi yoktur. Belirleyici olan, tarafların hukuki statüsü ve işlemin niteliğidir.
• İkinci el bir araçta sonradan ortaya çıkan gizli bir ayıp nedeniyle, aracın satın alındığı platforma karşı açılan davada, alıcının tüketici olması halinde görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
• Satıcının kimliği: Alıcının tüketici, satıcının ise bu işi meslek olarak yapan bir oto galerisi olduğu durumlarda, ikinci el araç satışından kaynaklanan uyuşmazlıklarda da görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
3. Tüketici İşlemi Sayılmayan Durumlar
Eğer araç alım satım işlemi bir tüketici işlemi olarak kabul edilmiyorsa, uyuşmazlık tüketici mahkemesinin görev alanı dışına çıkar. Bu durumda görevli mahkeme, davanın niteliğine göre asliye ticaret mahkemesi veya asliye hukuk mahkemesi olacaktır.
Ticari davalar, “mutlak” ve “nisbî” olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalar, kanunda açıkça sayılan (örneğin kambiyo senetlerinden doğan) ve tarafların kimliğine bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görülen davalardır. Nisbi ticari davalarda ise görevin belirlenmesi, tarafların sıfatına ve işlemin niteliğine bağlıdır. Bir davanın “nisbi ticarî dava” olarak asliye ticaret mahkemesinde görülmesi için kanun iki temel koşul aramaktadır:
a) Her iki tarafın da tacir olması ve
b) Uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi. Bu noktadaki en kritik hukuki ilke şudur: Görev; ticarî iş değil, ticarî işletme esasına göre belirlenir. Dolayısıyla, işlemin tek başına ticari bir nitelik taşıması yeterli değildir; her iki tarafın da tacir sıfatıyla ve ticari işletmeleri adına hareket etmesi şarttır.
Eğer uyuşmazlığın taraflarından yalnızca biri tacir ise veya her iki taraf da tacir değilse, dava asliye ticaret mahkemesinde görülmez. Bunun sebebi, yukarıda açıklanan "nisbî ticari dava" koşullarının sağlanmamış olmasıdır. Bu tür uyuşmazlıklarda görevli mahkeme genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesidir.
Sonuç olarak, araç alım satımından doğan bir anlaşmazlıkta görevli mahkemenin belirlenmesindeki en temel kriter, tarafların hukuki statüsüdür. Alıcının tüketici mi, tacir mi olduğu; satıcının bu işi meslek olarak mı yoksa bir seferlik mi yaptığı, davanın hangi mahkemede açılacağını doğrudan belirler. Her hukuki uyuşmazlığın kendine özgü koşulları ve ayrıntıları olabileceğinden, görevli mahkeme belirlenirken somut olayın tüm özelliklerinin değerlendirilmesi, görevli mahkemenin doğru bir şekilde belirlenmesi için hayati bir önemi haizdir. Bu konuda ayrıca yargı kararlarında birlik olmadığı da hatırda tutulmalıdır.


